데일리터키어 7 Ağustos 2019

터키어 문장 


  1. Trafikte aksamalar yaşanan bölgede, polis geniş güvenlik önlemleri aldı.

  2. Yıllardır gazete, televizyon ve sosyal medyada, sık sık iklim değişikliği haberlerine rastlıyoruz.

  3. Önce “küresel ısınma” kavramı hayatımıza girdi

  4. Sonra uzmanlar daha doğru bir kavram olduğu gerekçesiyle bu büyük soruna “iklim değişikliği” adını verdi.

  5. İnsanlık henüz felaket aşamasına gelmediği için çoğu zaman gerekli önemi göstermiyor.

 

우리말 번역| 


...더보기
  1. 교통체증을 겪는 지역에서 경찰들은 대대적인 안전 조치를 취했다. 

  2. 수년동안 신문, 텔레비전과 SNS에서 종종 기후변화 뉴스를 보아왔다. 

  3. 먼저 '지구온난화' 개념이 우리 생활에 들어왔다. 

  4. 이후 전문가들은 더 올바른 개념이라는 이유로 이 큰 문제에 기후 변화라 지칭했다. 

  5. 인류는 아직 재앙단계에 도달하지 않아서인지 대부분의 경우 중요성을 보지 못하고 있다.  

 

단어장 |


  •  trafik : 교통 

  • aksama : 문제 

  • yaşamak : 겪다

  • bölge : 지역

  • geniş : 넓은

  • dar : 좁은 (narrow) 

  • güvenlik : 보안, 안전 

  • önlem : 조치 

  • yıllardır : 수년동안 

  • gazete : 신문 

  • televizyon : 텔레비전

  • sosyal medya : SNS

  • sık sık : 자주 

  • iklim değişikliği : 기후변화 

  • rastlamak : 마주하다 

  • önce : 전

  • sonra : 후 

  • küresel ısınması : 지구온난화 

  • kavram : 개념 

  • uzman : 전문가 

  • doğru : 옳은 

  • yanlış : 틀린 

  • gerekçe : 이유 

  • sorun : 문제 

  • adını vermek : 지칭하다 

  • insan: 인간  

  • insanlık : 인류 

  • henüz  : 아직  

  • felaket : 재난, 재앙 

  • afet : 재난  

  • facia : 재앙 

  • aşama : 단계 

  • çoğu zaman : 대부분의 겨우 

  • gerekli : 필요한 

 

데일리터키어 6 Ağustos 2019

터키어 문장 


  1. İklim değişikliği meselesine odaklanacağız.

  2. İklim değişikliği tüm dünyayı ilgilendirse de tehdidin başladığı nokta buzullar.

  3. Araştırmanın sonucu, Antarktika'daki buzulların erime oranındaki büyük artışı ortaya koyuyor.

  4. Antarktika'da buz tabakasının erimeye devam etmesi halinde gelecek yüzyıllarda deniz suyu seviyelerinde kıta kaynaklı daha büyük artış bekleniyor.

  5. İklim değişikliğinin etkisi sadece sıcaklıktan ve buzulların erimesinden ibaret değil.

 

우리말 번역| 


...더보기
  1. 우리는 기후 변화문제에  집중할 것이다. 

  2. 기후변화가 전세계의 관심을 불러일으키지만 위협이 시작되는 곳은 빙하이다. 

  3. 연구 결과, 남극대륙의 빙하 융해율이 높은 상승을 보였다. 

  4. 남극대륙에서 빙하층의 융해가 계속 된다면  향후 수세기에 해수면이 대륙보다 높아질 것으로 예상된다. 

  5. 기후변화 영향은 단지 온난화와 빙하융해 때문만은 아니다. 

 

단어장 |


  • iklim : 기후

  • iklim değişikliği : 기후변화

  • mesele : 문제, 이슈 

  • odaklamak  : 집중하다, 초점을 맞추다 

  • dünya : 세계 

  • ilgilendirmek : 관심을 불러일으키다 

  • tehdit : 위협

  • başlamak : 시작하다 

  • buzul : 빙하 

  • buz tabakası : 빙하층 

  • araştırma : 연구 

  • antartika : 남극(대륙)

  • güeny kutbu : 남극

  • kuzey kutbu : 북극

  • erimek : 녹다 

  • büyük : 큰 

  • küçük : 작은

  • artış : 증가, 상승

  • düşüş : 감소

  • ortaya koymak : 나오다 

  • devam etme halinde : 계속된다면 

  • devam etmeme halinde  : 계속되지 않는다면

  • deniz seviyesi : 해수면(바다높이) 

  • kıta : 대륙  

  • etki : 영향 

  • sadece : 단지, 오직 

  • ibaret : 구성

  • değil : 아니다그러하지 아니하다

 

데일리터키어 5 Ağustos 2019

터키어 문장 


  1. Tüm ürünler Samsung Türkiye garantilidir.

  2. Mutfakta eksik ne varsa uygun fiyata mağazamızda

  3. Türkiye'nin yöresel yemeklerini modern yorumlarla hazırlarken dünya mutfağından seçkin lezzetlerini de misafirlerimize sunuyoruz.

  4. Gittiğimiz her ülkenin de damak tadına uygun menüler oluşturan restoranımız lezzetlerini dünyaya taşıyoruz.

  5. Türkiye başta olmak üzere dünyada 100'yı aşkın şubede misafirimizi restoranımzı sıcaklığında ağırlamaya devam ediyoruz.

 

 

우리말 번역| 


...더보기
  1. 모든 제품은 터키 삼성에서 보증합니다. 

  2. 부엌에 무엇이 없든간에 적당한 가격으로 우리 매장에 있다. 

  3. 우리는 터키 향토음식들을 현대화해 내놓는것뿐 아니라 세계 요리들 가운데 뛰어난 요리들 역시 고객들께 제공하고 있습니다. 

  4. 우리가 진출한 국가의 매장에서도 맛 좋은 메뉴들로 구성해 세계에 맛을 전하고 있습니다. 

  5. 터키를 비롯해 세계에서 100개가 넘는 지점에서 고객들을 가슴으로 맞이하고 있습니다. 

 

단어장 |


  • tüm : 모든 

  • ürün : 제품 

  • garantili : 보증하는 

  • mutfak  : 부엌, 요리 

  • eksik : 부족한 

  • fiyat : 가격 

  • mağaza : 매장 

  • yöresel : 지역적 

  • küresel : 지구적 

  • yorum : 해석 

  • hazırlamak : 준비하다 

  • dünya :세계 

  • seçkin : 뛰어난

  • lezzet : 맛

  • lezzetli : 맛있는 

  • misafir  :  손님, 고객 

  • sunmak : 제공하다, 공급하다 

  • gitmek : 가다 

  • ülke : 국가, 나라 

  • damak tadına uygun : 맛있는 

  • oluşturmak : 구성하다 

  • şube : 지점 

  • taşımak : 옮기다 

  • başta olmak üzere : 비롯해 , ~ 을 필두로 

  • aşkın : ~을 넘는 

  • restoran : 식당 

  • ağırlamak : 환대하다 

  • devam etmek  : 계속하다 

 

 

+ Recent posts