데일리터키어 30 Temmuz 2019

터키어 문장 


  1. Sudan'da yeni bir darbe girişiminin engellendiğini ve girişimin başındaki ismin yakalandığını duyurdu.

  2. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünden kıta sahanlığı açıklama geldi.

  3. Türkiye'nin doğu Akdeniz'deki 100 bin kilometrekare kıta sahalığı ile bazı adaların egemenliğini kaybettiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı.

  4. Söz konusu kıta sahanlığımızda uluslararası hukuktan kaynaklı meşru hak ve çıkarlarımız koruma konsundaki kararlılığını tamdır.

  5. Milli bir devlet politikası olan bu tutumumuzda herhangi  bir değişiklik yoktur.

 

우리말 번역| 


...더보기
  1. 수단에서 새로운 쿠데타 시도를 막고 이를 주도한자를 검거했다고  알려졌다. 

  2. 외교부 대변인으로부터 대륙붕 발표가 나왔다. 

  3. 터키 동 지중해에 위치한 100평방킬로미터의 대륙붕과 몇몇 섬들의 영유권을 잃었다는 주장은 사실을 반영하지 않았다고 밝혔다. 

  4. 해당 대륙붕과 관련해 국제법에 근거한 우리의 법적권리와 법적이익을 보호를 위한 결정은 적절하다. 

  5. 국가적 정책인 우리의 입장에 그 어떠한 변화는 없다. 

 

단어장 |


  • yeni : 새로운 

  • darbe girişimi : 쿠데타 시도 

  • engellemek : 막다

  • Dışişleri Bakanlığı : 외교부 

  • sözcü : 대변인 

  • kıta sahanlığı : 대륙붕 

  • doğu : 동 

  • Akdeniz : 지중해 

  • Kara deniz : 흑해 

  • ada : 섬 

  • egemenlik : 주권 

  • kaybetmek : 잃다 

  • iddia : 주장 

  • gerçek : 사실 

  • yansıtmak : 반영하다 

  • söz konusu : 해당 

  • uluslararası : 국제

  • hukuk : 법 

  • kaynaklı : 근거한 

  • meşru hak : 법적 권리 

  • meşru çıkar : 법적 이익 

  • korumak : 보호하다 

  • karar : 결정 

  • karar etmek : 결정하다 

  • tam : 완전한, 적절한 

  • milli : 국가적 

  • politika : 정책 

  • tutum : 자세, 태도 

  • davranış : 자세, 태도 

  • herhangi  : 어떠한 

  • değişiklik : 변화

  • yok  : 없다 

  • var  : 있다

 

데일리터키어 29 Temmuz 2019

터키어 문장 


  1. 15 Temmuz darbe girişiminin 3.yıldönümü nedeniyle İBB'de 15 Temmuz günü anma etkinliği düzenlenecek.

  2. Samsun'da sağanak yağmurla birlikte bir evin çatısına yıldırım düşmesi sonucu yangın çıktı.

  3. Evin çatısında maddi hasar meydana gelirken, yıldırımın düşme anı cep telefonu kamerası ile anbean kaydedildi

  4. Fatih'te İranlı iş insanını takip eden şüpheliler döviz bürosundan çektiği 50 bin dolarını tuzak kurarak çaldı

  5. Polis saldırı sonra olay yerinden kaçan motosikletli şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.

 

우리말 번역| 


...더보기
  1. 7월15일 쿠데타 시도 3년을 맞아 이스탄불시청에서 7월15일 추모식이 열렸다.

  2. 삼순에서 소나기와 함께 낙뢰로 가옥 지붕에 불이 났다. 

  3. 가옥 지붕에 피해가 발생했고 낙뢰 순간이 휴대폰 카메라에 담겼다.

  4. 파티흐에서 이란 국적의 사업가를 따라가던 자들은 환전소에서 뽑은 50,000 달러를 피싱범죄를 저질렀다. 

  5. 경찰은 공격 후에 사건현장에서 도주한 오토바이를 탄 자들을 검거작전을 시작했다. 

 

단어장 |


  • 15 Temmuz : 2016년7월15일 터키 군부의 쿠데타 시도 (→ 실패) 

  • darbe : 쿠데타, 쿠  

  • girişim : 시도 

  • 1.yıldönüm : 1주기

  • nedeniyle : ~ 이유로 

  • İBB İstanbul Büyükşehir Belediyesi : 이스탄불시 

  • anma etkinliği : 추모식  

  • ~ ile birlikte : ~ 함께 

  • ev : 집

  • çatı : 지붕

  • yıldırım düşmesi : 낙뢰

  • sonuç : 결과, 결론

  • yangın çıkmak : 불이 나다 

  • maddi : 물질적인 

  • manevi : 정신적인

  • hasar : 손상, 피해 

  • zarar : 해(害), 피해 

  • meydana gelmek : 발생하다

  • cep telefonu : 휴대폰 

  • anbean : 순간 

  • kaydetmek : 기록하다

  • kaydedilmek : 기록되다  

  • iş insanı : 사업가 

  • takip etmek : 따라가다, 추적하다 

  • şüpheli : 혐의자

  • döviz bürosu: 환전소 

  • döviz kuru : 환율 

  • çekmek : 당기다, 뽑다 

  • tuzak : 미끼 

  • çalmak : 훔치다, (종, 벨소리 등이) 울리다 

  • saldırı : 공격 

  • olay yeri : 사건현장 

  • kaçmak : 도주하다 

  • yakalamak : 잡다, 검거하다 

  • çalışmak : 노력하다, 공부하다 

  • başlamak : 시작하다 

 

데일리터키어 26 Temmuz 2019

터키어 문장 


  1. Demokrasimizi ileriye taşıyacak ekonomimizi daha da güçlendirecek reformları kararlılıkla hayata geçireceğiz.

  2. Avrupa'nın en misafirperver şehri İstanbuldur.

  3. Eminönü şeker dükkanlarının tarihi yaklaşık üç asır öncesine dayanıyor.

  4. Şekerlemenin kültürümüzdeki yeri oldukça eskiye uzanıyor.

  5. Özellikle bayramlarda misafire şekerleme ikram etmek bir Osmanlı geleneği olarak biliniyor.

 

우리말 번역| 


...더보기
  1. 우리는 우리의 민주주의를 발전시킬 더욱 더 강한 경제를 위한 개혁들을 강력한 의지를 갖고 실현시킬 것인다.

  2. 유럽에서 방문객에 가장 호의적인 도시는 이스탄불이다. 

  3. 에미뇌뉴의 사탕 가게들의 역사는 약 3세기 전으로 거슬러 올라간다. 

  4. 사탕 문화는 꽤 오래된 역사를 가지고 있다. 

  5. 특히 명절에 손님들에게 사탕을 대접하는 것은 오스만제국의 전통으로 알려져 있다.

 

단어장 |


  • demokrasi : 민주주의 

  • ileriye taşımak : 앞으로 나아가다 

  • taşımak : 옮기다 

  • ekonomi : 경제 

  • iktisat : 경제

  • daha da : 더욱 더 

  • güç : 힘, 어려움 

  • güçlü : 강한 

  • güçlendirmek : 강화하다 

  • reform : 개혁

  • karar : 결정

  • kararlı : 단호한

  • hayat : 생활, 삶 

  • hayata geçirmek : 실행하다, 실현시키다 

  • avrupa : 유럽 

  • misafirperver : 환대하는 

  • şehir : 도시 

  • şeker : 설탕, 사탕류 

  • dükkan : 매장 

  • tarih : 역사 

  • yaklaşık : 약, 거의 

  • asır : 세기(100년) 

  • dayanmak : 기대다 

  • kültür : 문화 

  • oldukça : 꽤

  • gittikçe : 점점 

  • eski : 옛, 오래된 

  • özellikle : 특히 

  • bayram : 명절 

  • misafir : 손님 

  • ikram etmek : 대접하다 

  • gelenek : 전통 

  • geleneksel : 전통적인

  • olarak : ~ 로서 

 

+ Recent posts